Çelişki Yumağı Kucağında

– “Dokunsalar ağlayacak halde doluyum, boğazım düğüm, yutkunamayacak nefes geçmeyecek durum bilirsiniz. Soğuk yanıyorum, sıcak donuyorum. Uyum, yatışma sıkıntıları çekiyorum hayatla. Bütün cephelerim savaşta, Lili Marlen sessizliğine ihtiyacı var. Bir soluk savaşın seslerini yok eden sessizlik hem de kedi sürünüş bile gürültülü öyle bir sükut. Yüreğimi bile durdurabilmek, sus be yeter bir an. Kokulara bırakmak etrafı, sessizliğin kokularına”.

yasam kavgasi

Nasıl bir yılgınlık, yorgunluk anlattığı. Hayatın çekicisi şöyle sağa çekip gözlerini kapatmak, devirecek yoksa ilerde. Hani bitmeyecek bu halde. Gitmez, gidemez. Çelişki yumağı kucağında açmağa başlıyor.

– “ püldüm, sabah.başım ağrıyor, kar yağıyormuş. Tansiyonum düşük, rüyalarımda karışıktı geceden. Gülümsemeli güle güleler. Kulağımda bir şarkı, neyse her neyse. Kar yağıyor bu güzel işte. Tuzlu domatesle yaz gideli çok oldu domates buralarda, yenmez ama tuzlu ilaç niyetine. Tansiyon işi tamam. Ağrıdan eğrilen kaş düzeldi. Masanın üstünde bir not. Okumuyor tahmin ediyorum “Üşümeye gidiyorum” yazıyor olmalı, üşümeye gitmek“. Kucağıma bırakılmış bir yumak bir ucunu bulsam hani çözülmez ya.

– “Bir yenilgi masa başı, sumo güreşi, tv oyunu, masada çivi, parayla sıra üstünde, gözlerde bakışarak, yenilgi dedim ya. Nerede olursa olsun altta kalmak. Yenilince s.çayım koluna, bacağına, kalemine, kafana, nereye denk getirecekse, nasıl yapacaksa düzeni bir türlü kurmuş olmalı söylediğine göre. O işte yaptıysa bile tutmadı, Olmadı ya. Tepkisi odur genelinde. Edince sanki orası kutsanacak, bir daha aynı salaklığı yapmayacak, yenilmeyecek bir daha yenilmeyeceksin. Orası edilmeden iyi çalışmamış hani. Bir de pişmanlığı var. Şöyle yapsaydın, böyle olsaydı, şunu şöyle var ya, şurada değil de tam burada, az ötedeler le pişmanlığı yaşarsın yaşatırlar. Hayatta vardır, hayatın içine eder, hayatının bir yerden kırılmasına, çatlamasına, tuz buz olmasına neden olur”.

Sakin daha açılabilir bir durum alıyordu.

– “Öyle maçtı, skordu, spordu değil. Ter içinde bırakan, zorlayan, zorlatan oyunun parçası gibi, hayatın kedisi, köpeği, faresi her ne rol varsa onu oynatan durumlar. Galibiyetlere sevinemezsin, şişinemezsin. Yenildin mi vay haline! Sırat köprüsü düştün mü gitti elde ayakta belde bacakta ne varsa. Yenildin mi? Maçı uzaktan ilgilenmiyormuş, muş gibi tam da olanlar bir anda yenildiğin an on, dokuz, …..bir , düdük çaldığı daha var diyecekken bitiveren anda doluşu verirler. Şu şöyle bu böyle. Beş dakika bekleseydiniz, iki dakika iki damla içini çeke çeke, belki koy ver gitsin. Olmaz,olmuyor”.

Çıkıyorum bana değildi, yine de.

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir