İnsan ne zaman “Ben”i öğrendi. Benimler çoğaldı hayatında. Ne zaman Tüketmeyi, tüketemediğini biriktirmeyi, biriktirdiğini saklamayı, sakladığını çürüse bile paylaşmamayı öğrendi, o gün başka davranışları da öğrendi. Doğa zayıf ve çelimsizleri, eksik ve sakatları sevmez onları korumaz ama normal olanı zayıflatmak, zayıf bir sınıf yaratmak onu sömürmeye hem de kendi hemcinslerinin yapması diğer tarafında direnmemesi doğa bunu başka türlü oynar. İnsan toplu acımasız bir sömürü kurar.
Afrika keşfedilirken kıyılar Avrupalılar için güvenliydi. Kaşifler kıyılara çıktı, o kıyılarda yaşayanların yardımıyla dolaşmaya başladılar. Livigstone da bunlardan biriydi. O içerilere girdi. Orta Afrika da Arapların sürdürdüğü köle ticaretine daha dürüst bir durum katmak istediğini söylüyordu. Stanley bir gazeteci Livingstone uzun süre ortalığa çıkmayınca sponsorlar bulup onu aramaya çıktı. Buldu. Hasta olan Livingstone çalışmayı bırakmadı, öldüğünde Londra Westminster Abbey‘e gömüldü. Stanley Emperyalizmin oyuncusuydu. Kitaplar yazdı. Britanya, Fransa, İspanya, Portekiz, Almanya, İtalya ve Belçika Afrika’ya üşüştüler. Stanley Belçika kralı 2.Leopold un sponsorluğunda Kongo için çalışmaya başladı. Belçika’nın devlet olarak bir ilişkisinin olmadığı bir şirket kurularak kauçuk ve zamk ticareti için kurulan şirket yerlileri kauçuk ve fildişi vergisi vermeye zorlanıyor böylece şirket adına çalışmaları için zorlanıyorlardı. Kaçan, vermeyen yerlilerin elleri kesiliyordu. 2. Leopold “ “Üzerime kan sıçratmayacağım” demesine rağmen metresleriyle yaşadığı hayat için paradan da vaz geçemiyor, her şeye göz yumuyordu. Ölümünden bir yıl önce bütün mal varlığı ve Kongo Belçika devletine borçları karşılığı geçiyordu. Belçika el kesmeyi ve selfliği kaldırsa da 1960’a kadar sömürge olarak elinde tuttu.
İyi niyet taşlarıyla kötülüğün duvarlarından biri böyle örülmüştü.
Şimdi sömürünün yeni değişkenleri var, ayrı tutulma, yalıtlanma, yalnızlık, ihmal edilme, dışlanma. Modern dünyada sömürülmek, toplumun dışında kıyısında köşesinde tutulmak, toplumdan koparılmak demektir. Bu teknolojinin nimetlerinden kolay ve ucuz yararlanmamak anlamına da gelir. İktidar bu gün sömürmek ve baskı kurmak için bilmezden gelerek, müdahale etmeyerek, eyleme geçmeyi reddederek, hukuki biçimselliğin ve politik felcin birbirlerini destekledikleri karmaşık ve mükemmeliyetçi uygulamaların ve söylemlerin ardına sığınarak sömürü ve baskı kurar. En ciddi günahı ihmal olarak gözükür.
