Hayatın gidiş yönü. Gün gelir gün olur değişir mi? Değişir oldu. Hayat bir renkler karışımıdır. Bir rengi vardır. Bir renge çalar hep sizin hayatınızın bir rengi bir alacalığı bulacalığı bir sisi bir ışıltısı vardır, olmalı. Hayatta dilekler değişir mi? Değişir değişmez gibi olur değişir. Değişiyormuş. Karamsar olarak biliniriz karamsar bir […]
Yaşam
Çok eski çok çok eski. Bildiğin gibi görebildiğin gibi hayat kısaldıkça kısalıyor. Gittikçe biraz daha yaz yağmurlarına benziyor. Ve ıslak toprak kokusu bile uzun sevdalara kısa kalıyor. Sevgi dediğin uçup giden bir kelebek olsaydı senin dediğin olurdu. Dosttuk, başka bir şeydik adı konulamamış. Mühim olan sessiz iki destandık. Sen olmasan […]
Kafa karışıyordu. Yakınken akıl elini kolunu sallayıp ben geliyorum diyerek alıp başını çekip gidiyor gidene uzaklaşana kadar, geri dönmüyordu. Kafa karışıyordu o zamanda. Her şey yarım kalıyordu yarım oluyordu yakınken. Uzaklarda hasret vardı hasret olsa da biraz akıl biraz her şey biraz daha fazla oluveriyordu. Gençlik desen değil, çocukluk içinde […]
Bana bir ip ver. Beni hayata bağla hayatı da umuda. Dayanmış omzuma bir baş, o zamanlar öyleydi sevgiler öyle başını omzuna yaslayarak yürek atışları dinlenerek anlatılırdı. Bir temiz sabun kokusu, en kokusu akılda aklın dibinde kalacak cinsinden. Öyleydi sevgiler aktarmalar sevgiyi. Yağmurlar ıslatmaz olurdu sırılsıklam ıslanmamışlıklar. Umudun ipi sağlam hayata […]
“Bu arada şunu söylememe izin verin. Hiç kimseyi bağışlamıyorum” Samuel Beckett. Bağışlamak. İnsanın yapması mı yapmaması gereken mi? Bağışlanacak şey yapmak kime bağışlanacak söylemek istemeden söylemek mi? Söylemek istediğini söyleyememek mi? Dilinin ucuna gelmiş beynin kurgulamış eline gelmiş dilinden elinden kaçmış? Varmış olmuş orada duruyormuş birden gelmiş.Bağışlamak. Vurdun kırdın sildin […]