Tam da O An

Kötüdür, polisiye bir olay da değildir arkadan vuruluşun. Vurulduğunu bir tek sen bilirsin üstelik kıvrılıp yere düşene kadar vurulduğunu kimse de bilmez. Eğer ağır bir yara değilse vuruluşun sen de o kadar belli etmez yaranın üstüne bastırıp elini bir sahte gülümseme ile belli etmez kendi kendine kalıncaya kadar yaranı göstermezsin. Bir yanılmışlığın hesabına girersin kendinle hesabında. Büyük bir ihtimalle boş yerini verecek kadar güvendiğin biridir yaralayan arkadan vuran. Yara o yüzden derindir, öldürücüdür, öldürmese de derin olmasa da bir kangren kokmasa da öldürecek, derin, kangren olup bol cerahat akıtacak bir yaradır. Bilirsin. Bilmediğin neden olduğudur? Neden yaralandığındır beklemediğin halde? Kanaması bundandır, durduramadığın da. Bir hesaplaşma yaşamak da istemezsin. Bir sorgulama gidip neden tercihinde bu olduğunu sormak istemezsin, bilmek istersin belki de sormak istemezsin. Şunu da bilirsin kanı durmayacaktır, zamanla azalacaktır ama hep bir sızı eşliğinde kan sızdıracaktır üstüne ne kadar bastım desende. Bazı zamanlarda öyle gözlerine gelir acısı yaşartır soğan gibi. Verdiğin bütün sevgileri o yarayı açan ellerin sahibine geri alma gayreti kafanı kurcalar, plan kurar öncesinde kafan binlerce yolu olan binlerce tuzaklı ama için el vermez, arkadan vurmaya yüreğin gelmez. Kendini kandırmalara, masal dinlemelere bırakır unutmaya inandırırsın kendini. Tam da o anda arkadan vurulduğun an da her şey eskiye dönülmeyecek bir kuralla bağlanmıştır. Öyle de kalır.

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir