Altı üstü aşktı anlattığı. Anlatmaya bir gayret anlatamadığı daha doğrusu gevelediği, kem küm fakır takır nasılsa anlatılamayan işte. Dinleyenler anlatılamayanın ne olduğunu, neyin anlatılamadığını kem kümlerin ne olduğunu biliyorlar noktası virgülüne kadar. Genç ya kanı deli dinleyenlerin geçtiği yerler. Orta şekerli bir kahve. Bir daha anlatsa, bir yerlerden biliniyor ama […]
Benim. Kelime bu kadar, bu kadar büyük, net, acımasız, korumalı, ahlaksız, tüketici, itici, çekici, yaralayıcı.Paylaşmayan, paylaşılmayı kabul etmeyen. Bir kedi tırnağı saklı ama her an. Geceler, gelecek, zamanlı zamansız her şey, saklı, ortada, ahlaksız, utanılacak, utanılmayan, açık, gizli hepsi. Paylaşılmaz ki. Paylaşılır. I ııh. Akıl işin içine girer mi? O […]
Gözlerde masa altı saklanışı bir bakış. Sanki az bir şey öncelerde ortalığı dağıtan bir çılgın kol bacak tutulsa da bir kocaman hırçınlık dağıtırım ben burayı burlar şurlar orlar hepsi benim bana ha edası karışmışlık ortalıkta. Şimdilerde ben sana demedim mi bakışları biraz sen yaptın bana ne çekinmeleri gözlerde. Beni görmeyin, […]
Kulağında bir Latin müziği sabahın en cincikli saati bahçede kuşlar cincikli olmanın sesi. “Yatağını toplasaydın be çocuk”. Her sabah aynı terane. Nereden buldun bu kelimeyi? “Askerden kalmış olmalı topçu marşından” Sabahın bu olmamış saatlerinin daha hamı saatler elinden alıp kaçacaklarmış gibi nefes çekişler sigaradan. Dumanları o sıralar “özle beni bye“ […]
Zamanın en çok konuşulacağı o kadar çok şey. Hiç biri şeytanın zulmüne derman olmayacağı belli. Şeytan ne dedi? Bana demedi. Ona dedi. O düzelmeli. Onların yanlışından dövülen ben oldum. Onun yüzünden. Kırıştırdığı delikanlının gözünün içine baka baka geceye söz verilmiş gibi yaşlı göbekli adamın kolunda iyice bak bananın gösterisi. Bana […]