Masadan kalkıp giden bir daha gelmeyenler hiç gelmeyenler. Hep eksik hep eksilenlik bizimkisi. Birer ikişer onar yirmişer ellişer yüzer birden yok oluşlar. Silikleşmeler susmalar kaybolmalar önce gözden birden sonra akıldan dilden gözbebeklerinden avuç içlerinden dokunmalardan duymalardan. Dinmeyen acının fidanı öncesinde bitmeyen acıların korusu ormanı şimdilerde. Anıların, hikayelerin yaşanmamışlıkların çığlığında yaşanmışlıkların. […]
Üstü çizilmemiş, altıda çizilmemiş öylesine yaşanmış binlerce gün içinden bir gramafon iğnesine dokunmuş sesler. Kısık sesle konuşur kısık sesle anlatırdı biraz da metal. Sevgisini daha kısık sesle söylerdi. Sesi kısıldı, kısıldı duyulmaz oldu. Sesinin kısıldığından mı? Yokluğundan mı kısıklığı kimse sormadı. Hatırlamadı bile tam da bağıracak iken bir nasip eksikliği. […]
Geceleriniz sizin olan geceleriniz uyuyacağınız kendinizin koynuna girip uyuyacağınız gecelerinize bir anda birileri el koyar. Çalar, söküp alır elinizden yitirirsiniz. Sıcaklığınıza yorganınızın altına sığındığınız bir an, karanlık irkitiyor az ışık. Kapılar çalıyor bir yerlerde sizin kapınız gibi korkuyor yorganın biraz daha altına kötü haber size gelmiş oluyorsunuz. Sinsi ayakların sesini […]
Hayat eskisi gibi değil. Kalem bile düz gitmiyor, ne yazacağına bir türlü karar verip bir şeyler yazacak zor oluyor çoğu zaman denk durmuyor. Bir şeyler oluyor bir şeyler duyuluyor bir şeyler görülüyor. Yerinde durmuyor. Bir koku artık genize sinmişliği ile bir ölmüşlüğü insanlığın. Geniz temizlenmiyor bir yerlere yerleşmiş gitmiyor oturup […]
Adam sesiyle dokundu: ”Uyuyor musun?”. Cevap hem sertti hem de ayağını denk al tonunda gecenin içine “Uyumadım”. Cevabı duyunca adam konuşmadı. Derin bir iç çekti o kadar. Karanlığın hafif aydınlığına tavana dikti gözlerini sustu. Uyku nerede? Kadın hıncını almamıştı. Adam üstelese parçalar mıydı bilmiyordu. Sinir içinde yaksa bir sigara gözleri […]





