Hiçbir şarkı yeniden söylenmedi. Her söylenen yeni bir şarkı olduğundan. Çaldı ama yeniden. Plaklarda, bantlarda.
Çalmak oradan geliyor olmalı. Çal yeniden şarkıyı.
Plaktan, bantdan.
Suç, hata, günah, kusur her ne ise durduk yerde bile ortaya çıkıverir, çıkar. Susarken, konuşurken, dururken, uyurken, sevişirken, bakarken, balık tutarken, ağlarken ne durumda olun suç, hata, kusur, günah birden bire ortaya çıkıverir, üstünüze yapışır, zaten üstünüze yapışmış duruyormuştur, hay allah buda şimdinin arkasına saklanıp epeydir sizledir yeni farkediliyordur.
Şimdi üstünüzü bir yoklasanız?
Birden daha başkaları fark etmeden.
Suç mu? Hata mı? Kadı kızında da olur kusur mu bu?
En çok da.
Olmadık yerde, zamanda, tam da yerinde.
Susarak hem de, hem de kıpırdamadan, birden aniden bir başka göz, bir başka yerden bir başka tonda, bir olmadık kafadan.
Hayatın perdesini ince tırnaklarıyla en başından dibine kadar birkaç parçaya ayır.
“İnsan gerektiğinde çok susarak da , gerektiğinde çok konuşarak da günah işleyebilir” belki benzeri bir söz söylemişti Umberto Eco.