Zengin çok zengin bir dünyamız ve yaşantımız var. Coğrafyamızın getirdiği bir durum bu da.
Hikaye o kadar kolay kurulmuyor kolay kurgulanmıyor. Olayların azlığından tek düzeliğinden değil yazanın yeteneksizliği hiç değil. Saatlerce oturup kafa patlattığınız çok güzel beş olmasa bile dört kesin diye içinizden yıldız bile takdir ettiğiniz hikayeyi kapı aralığında dedikodu olsun diye birilerinin yaşanmışlıkları anlatılırken hem de sizin saatlerce arayıp bulamadığınız kelimeler ve akıcılıkta duyabilirsiniz. Çevremizde olan gerçek olaylarla benzerlikleri biraz kalmasın bir az olsun değişik hani tadı başka özgün benim diyeceğiniz size ait. Zor.
Birbirine benzeyen birbirine yakın onca olay ders alınmamışçasına gözüm kör parmağına denk olaylar. O kadar çok olay seç beğen al senin olsun sende kalsın o kadar çok.
Bir günde tükettiğimizi bin yılda tüketemeyenler var. Tüketemiyorlar yok öyle şey. Akıllarına sığmayanı olağanı anlatırken Andersen tadında dinlenenleri olur mu bakışları.
Edebiyatta yer almanın güçlüğü burada. Kelimelerin sayısı da siz bilseniz bile. Yaz onca uğraş hangi kentin hangi sokağında bilmişliğin bile yok senin yazdığını okuyan bizim üst sokakta geçen sene olmuştu nereden duymuş? bir de sonunu ölmemişti ağır yaralıydı şimdi buralarda geziyor. Nerede ödül versinler kurgu çok güzel hadi üç yıldız beğenisi.
Zengin bir o kadar da fakir coğrafya dünyamız buradan. Fakirliği ne düşünürsen hemen olmasa bile onun olabilir olması. İmkansız şeyleri listeleyin kafanızda yıllar sonra uzun bir yıllar sonra bile değil bazılarının biraz uzun tutarsanız yarıdan fazlasının gerçek olduğunu düşündüğünüzden bile olduğunu görebilirsiniz.