Ders matematik.
Lise son sınıftayız o zaman.
Ders bir ara durur. Matematik hocamız o senelerde çok ünlü Münih Olimpiyatlarının altın madayaları çok fazla bir yüzücüsünü anlatmaya başlar Mark Spitz…
– Adam ne yapıyor. dürrt. Suya atlıyor. Olmadı Dürrt suya. Olmadı dürrt suya. Binlerce kez atlıyor. Yetmiyor binlerce kez daha atlıyor. Niye ? Niye ? Bir saniye daha kazansın diye. Yarış bu. Sonra boynunda altın madalyalar poz veriyor. Sizde seyrediyorsunuz. Tabii seyrederiz. Adam binlerce kez atladı çalıştı. Ya siz?
Üniversite sınavlarından ve bizden bahsediyor.
Gençlik. Bir kulağımız onda, bir kulağımız ders zilinde.
Şimdi aynı söylemleri, artık aslanın midesine kaçmış bir şekilde olan Üniversite hayalleri ile boğuşanlara biz söylüyoruz.
Başka benzetmelerle.
Çalışın.
Çok çalışın.
Bizim yaşadığımız gençlik başkaymış gibi.
Dürrttt atla. Dürrrt atla.
Onlarda bizim gibi düşünüyorlar.
Hadi oradan yaa.