Yalnızlığı Paylaştığın Zaman Adı Değişir!

Hayatı çok ciddiye aldığımız anları biriktirip faizini yiyeceğimiz günler gibi yaşamadığımız günlerdi. Harca gitsin nasıl olsa daha çok var. Laflar bolca kuvvetli iğneli akıl iğnesi değil genç ve dinamik olduğundan yaralayıcı nereye denk gelirse orayı alıp götürüyor yaraları derin cerahatli yaralar açıyor. Sohbetle başlıyoruz, sonra birden elden kaçan bir ok misali lafın içine s…yoruz. Ortalık kötü kokulu bir dolu şeyi kirlenmiş duruma geçiyor. Sonra bir özür temizlik bezi bile yok el yordamı bir bakış söz öyle mırın kırın cinsi duvarları lekeli bir dünya elde kalan.

Yaşam

Bir masanın iki ucuna geçip ruhlarımızın tünemesine de izin verdiğimiz bir anda o kokuların uçuşup alışmaktan öte kaybolduğu gözler. Sen yalnızlıktan korkardın. Bir dolu korkuların vardı. Yer kalmamıştı sıkış tekiş bir Amigdala. Benimki de derbi türbin kalabalığı ayak basılacak yer yok.

En çok hikâyelerimi dinlerken uzaktan seyrederken birden kendini içinde buluşun, kenarında köşesinde dururken bir kayıp kenarda tutunamayıp hayırdır beni şaşırttı. En çok korktuğun bu olmalıydı, sürpriz.

Yalnızlığı paylaştığın zaman adı değişir, sohbet olur, dokunmak olur, dinlemek olur sokulmak olur adı paylaşıldığında yok olur enerjisini kaybeder bir kıvılcım bir çizik karanlığında.

Bir yetiştirme yurdu, Yusuf’un gözlerinde bir umut sen elinde çekiştirdiğin ben. O gözlerde bu işin olmayacağı bilinmiş bir fal sözü. Ve acele ile her şeyi ortadan kaldırış, kötü kokulara bulanmış eşyaları kokularıyla yığış bir köşeye. Bir kar yağışı el ayası büyüklüğünde seni üşütmeyen. Bu şehri terk ediş öyle bir hoşça kal demeden, içinde yaşasan bile solumamak havasını.

1 Yorum

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir