Geceleri uyuyamayınca ani süper fikirler gelir ya kafana, Arşimet gibi sokağa fırlamıyorum ama mutlu oluyorum bir süre. Kalkıp kendimi ödüllendiriyorum gece yenmez listesinden bir şeyler atıştırıp, gece içilmez listesinden bir şeyler içerek. Sonra bir kitaba daha başlıyorum, bir başka süper fikir için. Şu güne kadar gelecekten gelen birine hiç rastlamadık, olsaydı duyardık diye düşünüyorum. Bir kahkaha eşliğinde ‘’Bulduğun süper fikir bu muydu?’’ dediğinizi duyuyorum. Evet bu da vardı. Ama süper olan bu değildi. Zaten öyle pek süperliği de yok. Bu 3D yazıcılar çıktığından bu yana onlarla ne yapılabilir? Diye her düşündüğümde aklıma binlerce fikir geliyor zaten bunlardan biri sadece bu gece anlatacağım. Gelecekten geçmişe bir seyahat. Geçmişten geleceğe de diyebilirsiniz. Nasıl olduğu çok basit, basit bir kopyalaman geçiyor. Anlatacağım olay o kadar karmaşık değil ama bu anlattığım işlemleri yapabiliyorsunuz. Yapabiliyorsunuz ama planla. Bir çocuk doğuyor, babası kendisini bir kopyalama makinesine sokuyor ve kopyalıyor bebeğini de.
A) Işık hızında on beş ışık yılı uzaklıkta bir gezegendeki bir aynaya gönderiyor. Aynadan otuz yıl sonra geri gelen kopyaları 3D yazıcıdan çıkartıyor. İşte geçmişten gelen iki kişi 30 yaşında o zaman bebek olan bir genç ve +30 yaş daha yaşlanmış babası ve bebek ve 30 yıl önceki babası. Anlattığım olayı daha a basit bir yapıya kavuşturayım.
A) diye anlattığım kısmı kaldıralım. Kopyaları bir harddisce kaydedip çekmeceye koyalım otuz sene sonra çıkartalım diyelim. Olmaz denilen şey olur mu? Bence olur. Baba, genç baba, 30 yaşında biri ve onun bebekliği. Heyecanlı olur .