Şehirlerin sizinle kişisel ilişkisi vardır. Daha öncede aynı konuda laf üretmiş olabilirim. Kişidir sizin için sizde onun için. Şehir şehirler. Yıllar sonra bir akrabanızı tanıdığınızı hayatın bir yerinde size dokunmuş olan birini resmine bakar gibi görmüş gibi bakarsınız resmine yüzüne.
Sokakta görsem tanımam dersiniz hiç değişmemiş seneler geçmemiş gibi hep olduğun gibisin gibi.
Ne yaşadığını nasıl yaşadığını duymuşsundur bilirsin. Yine de hiç yıpranmamış aynı kalmış aynı kalmışsın. Çok değişmişsin yaşlanmış demezsin değişmişsin başka biri olmuşsun içine fazla yalan katmamak için yıpranmışlığını biraz değişmiş olarak. Hiçbir şey duymamış hiç bilmiyorsun duymazsın birden karşında fotoğrafta hakkında bilmediğinle akraba değil akın bir tanen sevgilin eski aşk olabilir karşı kaldırımdan geçer gibi. Hiç değişmemiş aynı gözler aynı üstelik.
Bakarsın ne onda sen ne sende o kalmışsınız yabancılar bile daha tanıdık İstiklal caddesi mi? Gördün mü? A o o muydu? Hiç o kadar değişeceğini. İçi ruhu bile bakışları hiç tanıdık değil. Söylemesen tabelası olmasa ismi.
Beklenen görüntüleri hayal edilmiş edilmemiş hiç düşünülmemiş kondurulmamış huncarca bir bıçak altına yatsa parasını alsam estetik bozuğu çoğu zaman kim düşündü kim kurdu hayali kim yazdı kim çizdi kim anlattı mizanseni kim inandırdı güzel olduğuna güzel olacağına kim? Gülümsemesi çalınmış gülemiyor bile gülerken canının yandığı sesinin tınısı hiç kalmamış içi boşalmış anlamı kalmamış hatları ışığı uçup gitmiş yaşayanı gitmiş.
Eski fotoğraflardan çıkıp gelen burada şu burada bu vardı .
Yazık oldu.