Kuru yemiş alıyorum. Sohbet. Konu: Kriz… Dalga var piyasada, sert inişli çıkışlı. Yani denizdeki gibi çırpıntılı sert dalga. Altında, dolarda, faizde. Bütün gözler yeniden ekonomi sayfalarında, haberlerinde. Ne oluyor? Dünya krizde, biz hissetmezdik bizde hissediyoruz. Kriz çıkardı. Adı konurdu. Anayasa kitapcığı, bilmemne bank krizi filan. Bu krizin ismi yok. Bir […]
Yaşam
Kuzey Kore tam takım savaşa hazır. Amerika ile Güney Kore bir tatbikat yaptılar diye etmediğini bırakmıyor. Amerika bu ekonomisiyle savaş istemiyor. Bin pişman neredeyse yaptığına. Tam sokak hali. Mahallenin delisine git işine demişsiniz gibi. Hani belki de elinizin tersini göstermişsinizdir şöyle bir diyerek. Mahalleyi birbirine katar yaa… Çin ve Rusya […]
Bir kriz anı. Televizyonda bir adam. Öyle sert, öyle kırıcı sözler söylüyor. Savaş kesin çıkar. Gülümsüyor. Televizyon etkisi üzerine eğitim almış belli… Ve o eğitimi beni kandırabilmek için almış. Ben kim miyim? Beni tanıyorsunuz. Ben Kamuoyu. Bende onlardan aşağı kalmam. Bende onların ne derken ne yaptıkları konusunda eğitimliyim. Neredeyse binlerce […]
Nazım okunurdu eskiden. Bir küçük topluluk kurulup sohbet biraz sakızlandı mı, biri çıkar bir nazım çağrısı yaparcasına iki satır ondan okur. Ötekiler geri kalmamak için başlarlardı şiirlere. Sonra başka şairler de okunur, ama ne yapar ne edilir Nazım’a geri dönülürdü. Eski sohbetlerin bu bölümü çokça sesli de olmazdı. Eeee şiir […]
Ne çok özlemişim, ne kadar çok seviyormuşum seni. Sevgiliye söylenecek sözler ama değil. Neyi özlemişim, hem de o kadar çok seviyormuşum kimi veya neyi? Bir insan olarak barışı tabii. (Büyük harfle yazmadığıma göre Barış sen üstüne alınma… Şaka şaka sen üstüne alınabilirsin seni de özledim o ayrı konu..) Evet barışı […]