Hayatımızın bütün olaylarını, iyi olayları biz yaparken kötü olaylar dışarıdan birilerince yapılıyor. Sizde hemen tasdik ettiniz, demek ki doğru düşünmüşüm. Ben iyileri yapmayı becerebiliyorum öyleyse. Ben her şeyin en iyisini yaparım. Evet her şeyin en iyisini sen, siz yapabiliyorsunuz. Kötülükleri de, kötü olan şeyleri de her şeyi iyi yapan kötülüğü de iyi yapan insanlar yapıyor.
Kötü, kötülük her zaman yapılan, çoğunlukla yapılan bir şeydir. İyilik, iyi şeyler nadir olur. Bütün dinler o yüzden iyiliğe yönlendirir insanları. Zor olduğu için iyiliğe yönlendirir. Durduğunuz yerde iyi olamazsınız, iyilik yapamazsınız. Çaba gerektirir iyi olmak. Din ve ahlak dersi gibi yazı oldu değil mi? Evet bu günlerde iyi insanlara, iyi arkadaşlara, iyi dostlara, iyilere daha çok ihtiyacımız var onu hissediyorum da ondan yazıyorum.
Eski manavımın domates kese kağıdına bir çürük atacağını kabul etmiştim, kasabın terazisi biraz farklı tartardı bilirdim, pompacının benzini ölçerken tama gelmeden kaldırıp üçer kuruştan akşama kadar birkaç lira tırtıkladığı da şehir efsanesi olmaktan çıkmış gerçek kabul edilirdi, zaten öyleydi. Şimdi bunlardan farklı bir durumdayım, durumdayız diye düşünüyorum. Mahallenin bir delisi, bir de serserisi olurdu, birkaç küçük üç kağıtçısı bir de hakikaten dalavereci denilen cinsten biri olurdu. Mahalle de bu kadar kişi yeterdi hem dedikoduya, sohbete hem de mahallenin bir başka türlü yaşamasına.
