Japon Kale

japon-kale

Çocukluğun sokaklarda elinde üstü toz şekerli margarinli salçalı ekmekli yaşandığı onca oyunun oynandığı kavgaların edildiği kulağa söylenecek bilgilerin edinildiği yılların oyunları arasında ucuz bir naylon topla oynanan Japon kale diye de bir oyun vardı.

Hatırlayan olursa olmaz ya bilir. Aslında tam da bir politika bir uluslararası ilişkiler bir sosyoloji bir psikoloji doktora imtihanı özür tamam düzeltiyorum sınavı olurdu her maç.

Her oyuncunun bir kalesi olur minyatür kale beş kişi oynuyorsa beş yedi kişi oynuyorsa yedi kale.

Her koyun kendi bacağından asılır kural 1. Herkes herkesle ittifak kurabilir her an herkes herkese kazık atabilir aynı şeyler karşınızda size yapılabilir ayak oyunlarına sahip olmak sizi oyunu kazanmaya götürebilir. Uluslararası ilişkiler dersi gibi. Üç gol beş gol oyun başlarken kaç dendiyse o kadar gol yendi mi o kadar aldatıldınız mı o kadar hata yaptınız mı oyun dışı olursunuz.

Ahmet e atmaya giderken hop Mehmet Mehmet e giderken başkası çok açıldın mı hop kendi kalende anında.

Çocukluğun oyunuydu binlercesi vardı çoğu böyleydi. Oyunlarla okumadan okulun dışında bir taraftan terlerken bir taraftan mikroplarla tanışırken tozla toprakla dışarıdan uluslar arası sosyoloji psikoloji biraz ekonomi elde salça ekmek hayat bazı şeyleri çok şeyleri öğretirdi zaten.

Şimdilerde olmayan insan kaynaklarında ölçülemeyen yok sayılan aileden mahalleden sokaktan öğrenilen oyunlardan öğrenilen kendi oyuncağını yapmakla öğrenilen tel arabalar tahta kılıçlar sapanlar oynarken ayağın kaşın gözün kafanın en çok ta dizin yaralı halleri öğrettikleri.

Pişti mi?

İnsanın pişmesi bağırsaklarda olmayan tek hücrelilerin yapıların alerjileri nasıl tetiklediği körüklediği.

Nereden nereye içi hamur çok güzel pişmiş kızarmış görünen insan oğlu. Lütfen el değmeden alınız uyarısı altında duruyor.

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir