Güneşin az olduğu günün az olduğu günlerde insan beyni sokağa bırakılmış birazdan gelinecek motoru soğumasın diye çalışır halde üstelik içi soğumasın diye öyle kendi kendine çalışan araç gibi çalışır halde boşa çalışır halde.
Kafayı takınca bir şeylere kötü şeyler üretmeye meyilli kötü şeyler üretmek daha kolay. Zamana takılınca park edilmiş orada bırakınca aranda ne olursa olsun sonu o kadar kötüye varmıyor kötü olsa ne yapacak slow motıon yavaşlatılmış diyelim iyice yavaşlatılmış olarak yeni baştan gözün önünden en sıcak yerleri yüze yaklaşarak sıcaklığı suratında hissederek. Takıyorsun ya o da takıyor olmalı uyutmuyor bırakmıyor yakayı geçmez oluyor.
Bu her şeyin sonuna getiriyor düşünceleri nerede biter?
Her şeyin sonu evreninde zamanın onlarında.
Bilimcilerin baktığı gibi hani teleskoplarla bakılabilen en uzak yerlere bakıldığında en uzaktaki galaksilerin en hızlı uzaklaşan en hızlı kaçanlar bizden diğerlerinden en uzaktaki en hızlı. Her şey her şeyden uzaklaşıyor birbirinden dünya üzerinde küçücük ayrılıklar uzaklaşmalar öyle büyütüp patlama haline getirdiğimiz yıkımlı ayrılıklar yine duygusala bağlanıp. Işık hızından hızlı uzaklaşmaya varınca ışıktan daha hızlı gidilemeyeceğine göre ışık hızından daha hızlı zamanda geriye gidileceği geriye gideceği yani geçtiği yerlere tekrar geri .
Işık hızına ulaştığı anda bu gün iddia edilen ortaya konan matematiği çıkarılmış yapılanlara göre .
Evrende hadi hop geri bir lastikle Big Bang e bağlanan büyük patlamaya bağlı her şeyin başına bağlı hadi tekrar lastiğin en uzun halinden geri dönüş. Evrenin zamanın ileriye doğru en son noktası sonra her şey başa doğru geriye doğru bir koşu gittikçe hızlanarak taa en başa.
Güneş az günler kısa kafa çalışıyor öylesine kafayı zamana takmış muhtemelen oda bize.