Biz her şeyi ile mükemmel bir vatandaşlarız. Her şeyi mükemmel yaparız. Yaptığımız her şey doğrudur ve yüzde yüz olması gerekendir. Dalga geçmiyorum.
Öyle olduğumuzu sizde benim kadar iyi biliyorsunuzdur. Bir kusurumuz vardır küçük bir kusur. O yüzden yazdıklarıma inanamadınız.
Yolda süratle giderken önümüze birinin çıkacağını biliriz. Çıktı mı yapılması gerekeni yaparız. Frene basarız. Buraya kadar yazdıklarımda bir yanlışlık yok. Ama biz frene biraz geç basarız. Eee o kadar kusur kadı kızında bile bulunur.
Bu günlerde ki olaylara bir bakın. Söylediklerimin ne anlama geldiğini göreceksiniz. Az bir şey ile gecikme ile her şeyi doğru yapıyoruz. Ne yapacaklarını nasıl yapacaklarını anlattılar. Anlattıkları yanlıştı ama biz onların ne yapacağını biliyorduk sesimizi çıkarmakta geciktik. Ağaçları sökmeye gelinceye kadar ses yok. Geciktik.
Direniş için parka giden gurubu bir sabaha karşı baskınıyla ortadan kaldıracaklarını da hepimiz biliyorduk. Ortadan kaldırırken nasıl davranacaklarını da santimi santimine biliyorduk. Yaptılar yapacaklarını onu da biliyorduk. Sonra onlara destek olmaya karar verdik. Saatler sonra destek verdik. Hepsi doğru yapılmış şeylerdi ama biraz gecikilmişti.
Şimdi karşı taraf özür dileyip, bu işi yumuşatabilirdi. Gecikiyor. Yapacak ama gecikiyor. Aynı tencereden çorba içenlerin birbirine bulaştırdığı bir hastalık gibidir gecikme alışkanlığı.
Yaa Taksimde 1 Mayıs kutlaması yapılması.
Tam bir ay gecikti! 1 Haziran’da Taksimde kutlama.
Çekilip gitme konusu mu?
Göreceksiniz o da gecikecek. Kendilerinin başkaları için söyledikleri gibi.
Sonunda.
Biraz gecikmişlik o kadar.
İşte farkımız. Biz iyi ve mükemmel vatandaşlarız.