Hayatın İkramıydı

hayat

Hayatın ikramıydı gece bitter çikolata misali ne kadar derin ne kadar kendi ne kadar saf o kadar acı acılığında bir zevk veriş bir haz deposu bir içe sindiriş bir işte bu ancak bu kadar hali.

Öyle birden lokum gibi at ağzına çiğnemeden yut dişlerine yapışsın yutamadığın gündüz hali değil tabii. Ne kadar ince madleni o kadar narinliğine o kadar özen göstereceksin dişinle küçücük kıracaksın parçalamadan dişinin arasında eriyecek bileceksin dilinin ucuyla özenli bir bitmesin tadı dili dokundurup kedi kucağa zıplamasa korkup yutmayacağın o sefer öyle oldu bir daha olmasın dilinin ortasına alıp yuvarlayıp genzine kokusu sindirilip oradan bir nefes burundan daha derin çıkartıp sadece sakin sakin birden hiç değil.

Oysa sana sunulan hayat öyle bir şey hiç olmadı sonunu bilmediğin onca yol ayrımlarında istemediğin seçmelere kendinin olmayan seçtiklerinin hep başka çıkışı düşündüğün kurduğun kuramadığın belkili olurlarla aklından geçen içinden geçen hiç söylemediğin yaş günü mumunu södürürken aklına gelsin çok istediğin aklına getirmeyi çok istediğin illa onu onu da istemeyi olmasa bile olmayacak olsa bile ara sıra gördüğün mezar taşlarına yakınından geçtiğin türbelere hep bi olsa olursa diye içinden geçen hep istemediklerinin içinden en iyisi olursa bu olsun bari bu olsun olursa o da olabilir razılığı.

Kelimeler senin olmasa bile hayatın bitter i en acısından ağzım yandı dilim şişti dedirteninden saf saflığı kadar acı. Zevk verişi haz duyuruşu acısıyla soluk kesici kesilmiş soluk kesik kesik öyle bir şey yaşanan gecelerde hep seninle tek yalnız paylaşmaya gelmez.

Tags:

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

code