Bir mezarlık, bir morg kapısı önünden geçerken bir tabut çıkışı öyle böyle değil en kısasında bile gidenin koskoca hayatı ne yaşanacaksa o kadarı yaşanmış yaşanmamışları ağıtlara bir dizi konu yakanın hayaline kalmışlık güzellik ve uzunlukta. Ve içimizde bir hüzün yaşayamadıklarına üzülmek üstüne.
Bir türlü razı olmamak bu hayattan payına düşene en sonunda tam artık burada işin kalmadığında. Belki sen razısın ama geride senin adına kalanların rızası yok. Öyle bir koşu dışarı fırladığında üstünde göstermek istemediğin pijama ile sokakta olduğunu hissetmek gibisinden. Bir yarım kalmışlık bir başka eksik bu değiştirsek olur mu ama en son bu mu kalmıştılık anlattığım.
Sen o morgun kapısından sadece geçiyordun, bir başka telaşın vardı, bir sonuç belki alacağın belki bir yakının göreceğin, bir arkadaşına uğrayacağın çay içmelik. Bir bitişe tanık oluyorsun artık bir daha bunu yeniden alalım dört üç iki bir başlangıcı hiç olmamış bir bitiş. Gidenin bir bitirmişliği var. Yarım bırakmak bazı anlarda iyidir yaşam olmasa ucunda. Yarım bırakıp bir kavgayı bir kargaşayı barışa uzanmak barışı çağırmak olabilir. Ama gidenin bir bitirmişliği var. Geride bıraktıklarına bakmıyor bile. Bir ağıt ardından badem şaşılığına bakılmadan badem gözlü, çok iyi adam olmak yaptıklarını unutturup gidemediğin düğünlerin, göremediğin mürüvetlerin sıralamasında.
