Gelip salonda divana uzandı. Sıcak yormuştu, yorulmuştu sıcaktan. Sıcakla yaşamayı sevmiyordu, bütün enerjisini alıp bitiriyordu onun. Nefes aldı biraz ev serindi o daha hissetmemişti. Kendinde konuşacak gücü bulduğunda yine ortadan bir yerden başladı.
– “Afrika da babunlar bir tarlayı istila ettiklerinde, rahatsız ettiklerinde babunlardan birini yakalayıp beyaza boyarlar.”
Daha hava onun istediği kadar soğumamıştı, soğuğu hissetmiyordu daha ara verdi konuşmasına bir süre.
– “Başka bir adam olarak yaşlanacağım, daha başka bir adam olarak ihtiyarlayıp, daha da başka bir adam olarak öleceğim.”
Babun’lar dan konuşuyordu şimdi. Yine sustu. Derin bir nefes aldı. Bunaltıyor olmalı hava onu.
– “Babun’u beyaza boyayıp salarlar. Babun lar insanlardan, diğer hayvanlardan korkmadıkları kadar bu kendilerine benzeyen kendileri gibi ses çıkaran az önce kaybolmuş arkadaşlarına tıpatıp aynı benzeyen bu yaratıktan korkarlar. Kaçarlar bölgeyi terk ederler. Beyaza boyanan da onlarla beraber gider br anlamda onları kovalar. Öyle boya dediğim un kireç gibi benzeri toz çok az zararlı bir şeyler. ”
Yine derin bir nefes. Biraz daha rahattı.
– “Bende kendimi Beyaza boyalı babun gibi düşünüyorum son zamanlarda.”
Sustu. Bir şeyler anlatıyordu ve yine anlamıyorduk.