Post Tagged with: "ölüm"

Yine mi Öldün Çocuk?

Yine mi öldün çocuk? Çocuk dediğime bakma. Genç, kadın her nerede nasıl bir şekilde bir şeylere dur diyen bir şeyler de ezilen varsa sen. Perçemlerinde bir rüzgar gözünde bir ışıltı. Yine hem de yeniden. Kanına ihtiyacı var vampirlerin. Tanrının bile kulu saymadığı saymayacağı eminim buna böyle düşüneni bu kadar kan […]

Ne Yapıyorsun Simdilerde

Başına geleni başından geçeni anlatıyordu. – “Göğsümde bir ağrı ter bastı. Bizim mahalledeyiz. Az çok bilirler bizi. Oturtular. Su verdiler filan gittik hastaneye. Aynı gün üç kişi daha kalp krizi geçirmiş. Yoğun bakımda birbirimize bakıyoruz bakamıyoruz öyle göz ucu. Yoğun bakımdan sağ bir ben çıktım. Adamlar şimdi sormazlar mı? Neden […]

Ölümünden Çok Önceleri

Gitmeden yok olmadan şimdilerde ölmüştür demeden binlerce yıl önce. Masalsı olsun. Soğuk karlı bir kış günü. Neşenin dibine vurduğu gecelerden birinde. Mahzunlaşıp anlatmıştı ölümünü. O kadar uzaktı ki. Gülerek içine cıvığından şakalar katarak, sulandırarak çarpıtarak hiç gelmeyecekmiş gibi. Yalnızlığını yalnız öleceğini. Korkudan gülünür ya, öyle gülüyordu. Hep korkmuştu yalnızlıktan yalnız […]

Dayanmıyor Işte Yürek

Savrulmuş. Hayat savurmuş. Kıyıya vurmuş. Kuma çızıktırılmış bir hayatı kuma bırakmış, eleri bile yorgun kendisi gibi atık soluk almayan anasının koynuna yatmış üç beş yıllık hayatının en derin en soluksuz uykusu belli. Rahat artık bütün o soluk alma dertlerini yaşama dertlerini doymayan karnı başkalarının karnını tıka basa doyurmadan doyursa bile […]

Ne Anlatmadıysa, Anlamalıydık

“Aşkları köyde yaşanır bilirdim. Okurdum. Okuduklarım o zamanlar Kemal Tahir, Kemal Bilbaşar, Yaşar Kemal, Orhan Kemal hep öyle. Oralarda mıncıklı dokunmalı aşklar yaşanıyor, şehirde geldi, istedi, verdiler sinemaya gittik bile yok neredeyse.” Epey eskiye gitmiş olmalı araya uzunca bir zaman soktu gidiş kola gelişi biraz yokuş yukarı dik olmalı. “Hasan […]