Yürümek

Cebinde paran var, olmasa da olur ama var, Gideceğin yere araç var, dolmuş, otobüs bilemedin taksi var. Ve sen yürüyorsun. Karanlık, akşam, akşamın geceye ulaşma vakti, geceye ulaşılmış vakitler. Sen yürüyorsun. Yürümek yalnızlığını, hüznünü veya yaşanmışlığın çoşkusunu yanına alıp, omzuna atıp, cebine koyup sıcaklığını avuçlarında hissederek yürümek. Yürümek paylaşılmayacak duyguları yanında taşıyarak gidebilmektir. Biri yürüyorsa yanında ne taşıdığına bakın. Kafasında ne çalıyorsa kulaklarında ne varsa hani ıslığına ne çıkmışsa onunla giderken yürürken yani nasıl yürüdüğü bir tarafa yürüyor olması, beraberinde ne taşıyorsa onunla bir yola çıkmış olması. Hani araban var, radyoyu açmış sokaklarda dolaşıyorsun bir müzik yayılıyor aracın içine o da dolaşmaktır ama yürümek gibi değil. Yürümenin dolaşmasını, dolaşıklığı buna benzemez. Can sıkıntısının kaldırım taşlarına harf harf yazılması buna benzemez. Islığın sessiz sokağa dağılıp köşeye bucağa bakıp dönmesi buna benzemez. Bir köşeye yanaşırken köşeden çıkacak bir beklentiyi uzatmak onu doyasıya yaşamak için ayakların ağırlaşması sokağa bitirmemek, çabucak bitirmemek adına zik zaklar çizmek buna hiç benzemez. Yürümek bir rüzgara, bir yağmura, bir kar yağışına lapa lapa yağan kara özellikle koluna girip belki de omzuna kolunu atıp dolaşmak işte o benzemez hiçbir şeye. Yalnızlığın kalabalığıdır yürümek.

Tags:

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

code