Neredeyse artık hepimizde var. Herkes de var. Severken dokunmadan değmeden yüzeysel içten olmayan dokununca değince kolunu bacağını kırarcasına öldürürcesine soluksuz bırakıncaya nefessiz kalıncaya öldürecesiye. Aniden esen rüzgarla rüzgar kesilince bir anda sevgiden nefrete biranda nefretin dibine en dibine en koyusuna en karanlığına en kırıcısına en öldürücüsüne. Hayatın renklerine renklerin binlerce […]
Post Tagged with: "renkler"
Kim bilir kaçıncı bininci saatiydi gecenin artık hiç sesinin kalmadığı zamanlarda tamam bu o diye gece sesiyle yüreğinin hoplayışı. “Beklemek Cehennemdir” demişti Shakespeare. Gelmeyecek olanı beklemek taa cehennemin dibimi? “Git cehennemin dibine kadar git”, “Cehennemin dibine kadar yolun var” diyerek gönderdiklerin, gidenler gelmeyecek olanlar, gelemeyecek gibi gidenler dönmeyecek gibi. Dönüş […]
Hayat renklerin kavgasıdır. Bakınca sağlıklı gözde fark eder, öyle parçalı bulutlu görenlerde benim gibi, görmeyenler de. Renklerin adı değişir. Yeşille kırmızının kavgasıdır. Biberdir hayat acıdır, daha acıdır. Tatlı denenin bile acısı dayanılmaz. Karanlığın kavgasıdır. Koyu daha koyu simsiyah kapkara. İçine ışık kaçmayan bir yaşamdır. Ruhları çizer, boyar. Işık renk. Kader […]
Olmuyor işte bir şeyler tam denk geliyor derken olmuyor denk gelmiyor haydi yeni baştan belki yeni baştandan da geriye. İnsanları sevmek üzerine. Dostluk üzerine. Yıllarını alırsın gün gün biriktirip yıl yılar yapmışındır bir çuvala doldurup ağzını bağlar bir köşeye koyuverirsin. İçinde kahkahaların, gözyaşların, çırpınmışlıkların göz ardı ettiklerin ama hepsi senin […]
Bilemem ölmüş müdür? Sağ mıdır? Duyuları gözleri bakmayan olmuş mudur? Nereye koymuştur gidince giderken onca şeyi? Aklında kalmış mıdır? Unuttukları nereye konur insanın? Renkleri öylece kalır mı? Yoksa daha gitmeden siyah beyaza sonra daha da griye hep griye en grisi giderken. Renkleri nereye koyar giderken? Tam hoşça kal dendiği ya […]
