Bu Gece Gelme

Şehirden her ayrılışımda yağmurunu alıp gidemedim, emanet ettim birilerine, birde. Yağmur yağarken peki dediler aldılar. Yağmur yağmazken gözlerime baktılar, peki dediler yinede. Şehir yağmuru hep özler azdır, nasıl olur bilemem yağmur kaçar her anına bir çiselti bazen bir sel. Yağmur.

Bir de kar.

İçinde olmayanı yoktur. Aç bak. Biraz gülümse.

Yağmur

Sanki bir alışkanlık karanlığın içinde sessiz, yorganı kaldırıp altına öyle bir sokuluş bir dokunuş biraz ileri git. Haber vermeden hep geleceğini bilerek ama hiç gelmeden geleceğini bilerek bekleyerek, konuşulmamış. Karanlığı aydınlatan bir koku, kokusundan , nefesinin soluksuzluğundan bir sokuluş yağmur öyle gelir.

Bu gece gelme.

Demedim. Gel de demedim oysa.

Kokusu beni bekliyordun geldim fısıltıyla dercesine. Parmak ucuyla, bir tek izi kalsın dokun, dokunduğun yer yansın parmağının ucuyla dudaklarında olur yansın. Ne söylüyor? Hepsi bir kısık nefes bir hece anladım. Parmağının ucuyla dudağında olur bir nefes bitmesin diye derin alınmayan hemen.

Yağmuru bırakırım, döner hemen alırım, alıp gidemedim hiç. İçinde az alınmış nefesler bitmesin biraz daha, karanlık, sokuluş. Biraz birkaç damla ben gitsem hani, emanet iyi göz kulak ol.

2 Yorum
  1. gülin dünyası says:

    İşte yine canımı acıtan cümleler..Hani gitmek yerine kalsa…diyorum…einize sağlık

kucuk prens için bir cevap yazın İptal

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

code