“Bir çekmece dolusu seksi iç çamaşırı varken, sizinle birlikteyken pamukluları giyiyorsa. Bu güne kadar hiç göstermediği kadar yatağına özen gösteriyorsa. Mesajları kutsallaşmışsa bakmamanız için cep telefonuna şifre koyduysa. Tuvalete bile telefonu cebine koyup gidiyorsa. Dışarı giderken sizi çağırmıyorsa aldatılıyorsunuz”.
Magazin dergilerinden birinin tweetlerden derledikleri topladığı bir çıkarım.
Sizin de buna benzer çıkarımlarınız vardır bir yığın ekleme yapabilirsiniz. Çevrenizden yakınlarınızdan uzaklarınızdan birilerinin söyledikleri de vardır. Onları ortaya koyarsınız.
Aldatılmak.
Aldatılmak nedir? Nasıldır?
Fikriniz mutlaka vardır. Var olduğunu tahmin ediyorum yoksa bilirim cin gibisinizdir kimse sizi maazallah.
Zaten sizde bilirsiniz kimse bilmeden yüzde yüz bir yerinde.
Yüzdeler büyük bir ihtimalle elli bir e kırk dokuz olabilir filandır.
Fark edilir edilmiştir. Kokusu buruna kadar gelmiştir biraz ileri gidip beyne. Fark edilmiştir. Kabul görmemiştir. Zor kabul edilir görmezden gelinilir filan.
Karı koca, sevgili, nişanlı değil tüm aldatmalar. Onlar diş kovuğu doldurmaları neredeyse. Şu kadar kazanacaksınız. Altın rengine boyalı alçı heykeller teneke parçalar, binlerce hazine haritası. Ucuz olunca dayanamadım. Bu fiyata bir bit yeniği vardır dedim ama. Sıkışmış ondan bu kadar ucuz. O kadar da ucuza verince.
Elli bir e kırk dokuz.
Geçmiste yasamis biri olarak aldatilmak çok can acitici ve evet anlasiliyor, hissediliyor…
Aldatılmayı yaşamamak mümkün mü? Dünyanın tadı tuzu olmasa da acı biberi masa da duruyor biraz tat için. Hissedilmesi de birazdan onun için. Sağ olun.